Uzun yıllar İstanbul’da lokantada aşçılık yapan Gazi Zirve, emekli olmasının akabinde memleketi Sivas’ın Hafik ilçesi Pusat köyüne yerleşerek farklı bir hayata adım attı. Ağır kent hayatı ve geriliminden sıkılan Zirve, tabiatın içinde çobanlık yapmaya başladı.
Zorlu geçen bu yeni ömrüne karşın Zirve, tabiatla iç içe olmanın verdiği huzuru ve çobanlık gelirinin kendisini yönetim ettiğini belirtti. Lakin bu mesleğin zorluğunu da vurgulayan Zirve, bilhassa gençlerin masa başı işlere yöneldiğini ve çobanlığı tercih etmediğini söyledi.
“İstanbul yaşanacak bir yer değil, kalabalık” diyen Zirve, Sivas’ın doğal hoşluklarının ve sakinliğinin İstanbul’un karmaşasından çok daha yeterli olduğunu tabir etti.
“İSTANBUL YAŞANACAK BİR YER DEĞİL, KALABALIK”
Sivas’ın Hafik İlçesine yerleşen Çoban Gazi Zirve, İstanbul’un yaşanacak bir yer olmadığını söyleyerek, “Davarları otlatıyorum. İki bireyiz. Güç lakin yapacak bir şeyimiz yok. Koyunlar benim değil çobanım. Düşünce, bu işi yapacak adam yok. Beşerler işsiz geziyor ancak yapmıyorlar bu işi, sıkıntı geliyor. Sıkıntı geldiği içinde kimse yapmıyor. Dağlar da gezmek güç ister istemez. Akşama kadar koyunların peşindesin. Geliri yönetim ediyor. Gençler bu işi yapmaz. Gençler hazır masa istiyor. Bende bu sene başladım. Emekli oldum İstanbul’dan taşındım buraya geldim. İstanbul’da aşçıydım. Lokantada çalışıyordum. İstanbul yaşanacak bir yer değil, kalabalık. Burası doğal İstanbul’da her şey var” dedi.