Türkiye’de bulunan Fransız Büyükelçiliği’ne bağlı Charles de Gaulle ve Pierre Loti liseleri, Türk vatandaşı öğrenci alımını durdurduğunu açıklamıştı. Mili Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise Türkiye’deki yabancı okullar ile ilgili açıklamasında taraflarla diyalog halinde olduklarını belirtmişti. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), son olarak kelam konusu okulların durumlarına ait yapılan müzakerelerde uzlaşılan noktalara ait yazılı açıklama yaptı.
Yasal statü verilmesini öngören memleketler arası muahede karara bağlanana dek bu okullara yeni Türk öğrenci kaydının yapılmayacağı belirtilen açıklamada “Charles De Gaule ve Pierre Loti okullarının anasınıfları ve ilkokullarının birinci sınıflarına 1 Ocak 2024’ten itibaren 2024-2025 eğitim öğretim yılı ve sonrasını kapsayacak halde yeni Türk öğrenci kaydedilmeyeceği, birebir formda orta sınıflara da yeni nakil öğrenci alınmayacağı kayıt altına alınmıştır” dendi. Eğitimci Nurcan Korkmaz kelam konusu gelişmeye ait gazetemiz Cumhuriyet’e açıklamada bulundu.
Sözü edilen okulların Türkiye’de yeni kurulmuş okullar olmadığını anımsatan Korkmaz, “MEB’in yapmış olduğu açıklama aslında kendi var ettiği bu meseleye bir tıp süreksiz tahlil üretmekten ibarettir. Tahlil; ülkenin hiçbir çocuğunun bu cins yabancı okulda eğitim almasına muhtaçlık yaratmayacak nitelikli, bilimsel, kamusal, eşit ve fiyatsız eğitim veren Cumhuriyet okullarını kurmaktır” diye konuştu.
BAKANLAR DA TERCİH EDİYOR
Charles de Gaulle ve Pierre Loti liselerinin 1942 yılında kurulduklarını söyleyen Korkmaz, “Bu okulların olağanda Lozan Antlaşması prensiplerine nazaran eğitim yapmaları gerekiyor fakat burada asıl sorulması gereken soru ‘Bugün neden sorun haline geldikleri?’ Eğitimde dinselleşme ve gericileşme siyasetleri, kamusal eğitimin içinin boşaltılması ve niteliksizleşmesi, laik eğitimin alınıp satılan bir meta haline gelmesine yol açtı” sözlerini kullandı.
Korkmaz, “Yani çocuklarına laik, bilimsel, nitelikli eğitim aldırabilmek için aileler bir yandan özel okullara, bir yandan da yabancı okullara kayıt ettirme yolunu seçer hale geldiler. Bakanların bile çocukları için bu okulları tercih eder hale gelmesi aslında MEB’in eğitimi tarikatlara, Diyanet’e teslim etmesinin bir sonucu olarak okunmalıdır. Cumhuriyetin herkesi eşit gören ve herkese eşit eğitim veren okulları yok edildikçe bu tıp meselelerle karşılaşmak da kaçınılmaz hale geliyor” dedi.