10 Ekim Barış Derneği: Atatürk Havalimanı’nda katliam yapan 6 IŞID’liye verilen tahliye kararından derhal vazgeçilmelidir

10 Ekim Barış Derneği, Atatürk Havalimanı’nda 28 Haziran 2016’da IŞİD’in düzenlediği ve 45 kişinin hayatını kaybettiği taarruzda 6 sanığın taliye edilmesine ait argümanlara dair basın açıklaması yayınladı. “IŞİD’lilerin katliamcı ve katil olduğunun, insanlık düşmanı olduğunun yargı tarafından anlaşılması için
daha kaç katliam olması gerekiyor? Kaç kişinin daha ölmesi gerekiyor?” denilen açıklamada 6 sanığın özgür bırakılma kararına ait olarak da  “bu karardan derhal vazgeçilmelidir.” daveti yapıldı. 

Yargıtay’dan Atatürk Havalimanı katliamı kararı: 6 IŞİD mensubu, “fazla ceza tayin edilmesi” gerekçesiyle tahliye edildi

10 Ekim Barış Derneği,  NOW TV’den Alican Uludağ’ın haberi  ile kamuoyunun gündemine taşınan Atatürk Havalimanı’nda 45 kişiyi katleden 6 IŞID mensubuna tahliye kararı verilmesine ait olarak basın açıklaması yayınladı. 

Bugünün 111 kişinin öldüğü 7 gün süren Maraş Katliamı’nın başladığı gün olduğu da olduğu hatırlatılan açıklama şöyle:

“Diğer katliamlarda olduğu üzere, katliamı planlayanların, gerçekleştirenlerin ismi, sanı yeri yurdu belirli iken hiçbir kovuşturmaya alışılmış tutulmadılar, ceza almadılar.
Türkiye yargısı tam da Maraş Katliamının 46. Yıldönümünde Atatürk Havalimanını basıp 45 kişiyi katleden IŞİDlileri “verilen cezaların hakkaniyete uygun ve adil olmadığı” gerekçesiyle, hatta neredeyse saf ilan ederek tahliye etti. 10 Ekim 2015’de Ankara Gar önünde 104 canını kaybetmiş, fiziken ve ruhen yaralanmış bir aile olarak, 10 Ekim Barış Derneği olarak soruyoruz:

IŞİD’lilerin katliamcı ve katil olduğunun, insanlık düşmanı olduğunun yargı tarafından anlaşılması için
daha kaç katliam olması gerekiyor? Kaç kişinin daha ölmesi gerekiyor? Bu katliamların yargı sürecinde devletin bu katliamlardan evvelce haberi olduğu, hiçbir tedbir almadığı, katliam için IŞİD’lilerin adeta sırtının sıvazlandığı, yol verildiği ortaya çıkmışken hala neyin delili bekleniyor. “Hakkaniyet ve adil olma” niçin IŞİD’lilere tanınan bir ayrıcalığa dönüşüyor?

Bu sorular çoğaltılabilir ve aslında bu soruların yanıtını hepimiz biliyoruz. Bir yargı kuralı haline gelen cezasızlık siyasetinin göstergesi olması yanında katliamcı zihniyetin devam ettiğinin göstergesi olması yanı sıra, IŞİD’in içinden çıkan HTŞ’nin Suriye’de iktidarı ele geçirmesi ile de ilintili olup olmadığı sorusu
biz ailelerin ve kamuoyunun aklına gelmektedir. Yargının adaletten ne kadar uzak olduğu bu kararla bir defa daha ortaya çıkmıştır. Bu karar katliamcı zihniyetlerin devam etmesinin önünü açmaktadır.
Bu karar katliamların hala devam ettiğine işaret etmektedir. Şayet bir nokta kadar dahi adalet duygusu, insanlık duygusu kaldıysa, bu karardan derhal vazgeçilmelidir. Yoksa tamir edilemez bir yaranın daha açılacağı mutlaktır. Biz derneğimiz ve 10 Ekim Ailesi olarak bu yaranın açılmaması için, adalet için, barış için, gayrete devam edeceğiz”

DMM: Hür bırakılanlar terör örgütü faili deği

Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Başkanlığı Dezenformasyonla Gayret Merkezi (DDM), kelam konusu haberin çarpıtmalara sebebiyet verdiğini tabir ederek haberde terör örgütünün faillerinin özgür bırakılmış üzere algılandığını lakin hür bırakılan 6 sanığın fail olmadığı açıklandı.

DDM tahliye edilen kelam konusu 6 sanığın 8 yıldır tutuklu olduğunu, taarruzun faili olmadıklarını açıkladı. DMM, 6 sanığın örgüt üyeliği, örgütün finansı üzere hatalardan yargılandığı, sanıkların isnat edilen hatalar tarafından tutuklu kaldıkları müddetler verilecek cezaları karşılama ihtimali bulunduğundan tahliyelerine karar verildiğini açıkladı.

İletişim Başkanlığı’ndan ‘IŞİD üyelerine tahliye’ argümanlarına yanıt